
Tour de France'dan anladigim söylenemez. Gecen sene 2 haftaligina Sokrates kursu icin Albi'ye gider gitmez organizasyonun ev sahipleri 2 hafta sonra vedamizdan bir gün öncesinin Albi'de turun gerceklesecegini söyleyip önemini dakikalarca anlattilar.
Kurs boyunca genelde futbol ve basketbol konusan arjantinli arkadaslarla muhabbetimize Nowitzky'den fazla katilamayan Almanlarin F1 eklemeleri Italyanlari da sevindirmisti. Ispanyollar hepsinde edecek laf bulmanin gururuyla konusurken Avusturyali grup bize buz hokeyi ile bir seyler anlatmaya calisip basarisiz oldu, ama bira nasil tüketilir gösterdiler (alkol olarak her yerde sarapla donatilmamiza ragmen biranin su niyetine icildigini belgelediler). Hicbirimizin anlamadigi fakat ilgilenmeye basladigimiz Tour de France ise Rasmussen'in basarisi ile geciyordu. Bugünlerde de her gün patlak veren doping olaylarina bir yenisi eklenmeden Rasmussen'in yaristan cekilmesi (tabii ki doping süpheleri var) ile doping de haberden öteye gitmisti ilk kez benim icin. Armstrong'tan sonra adi aklima yer edecek ilk isim bile olabilirdi.
O günlerden aklimda kalan bir baska isim ise Alman Lang (zaman zaman alman okulundan geldigimden onu tutmam gerektigi söyleniyordu) - bugünlerde tirmanma dalinda iddiali görünüyor sadece. Az önce tamamlanan 13. etabin sonunda da lider.
Bu spordan pek anlamadigimi bugün de gördüm. Britanyali 86li dogumlu Cavendish'in dünkü etap gibi bugünkü etabi da alip alamayacagi konusundaki resmi websitesindeki anketi abartili bulmustum. Genel klasmanda 147. olan ve sadece 3 kere etap kazanmis olan Cavendish'in bu kadar ön plana cikmasindaki temelleri anlamamisim henüz. Bwin'in de bahislerinde ona ve diger herhangi bir yarismaciya ayni orani vermesine ragmen. Son 20, 10, 8, 5 km derken arkadaki grubun sprinte kalkmasini bekledim. 3km kala bu sprint gerceklesti ve 20kisilik bu grubun icinden Cavendish bi bisiklet boyu farkla kazandi. (dünkü röportajinda her kazandigi yaris icin hayir kurumlarina bagista bulundugunu belirtti Cavendish. sadece kendinden daha zor kosullarda yasayanlara yardimda bulunmak icin kazanmaya devam etmeyi istiyormus. 22 yasinda Tour de France'daki düne kadarki 3 birincilikten tatmin olmus bile. -simdi de bitti okeye dönüyor heralde...)
Anlamasam da yaz döneminde evde gündüzleri pinekleyen bir ögrenci icin güzel bir vakit öldürme organizasyonu. Satolar, üzüm baglari, Hamburg'un aksine yazi hissettiren Güney Fransa havasi ile baska keyifler aliyorum.
Not: Albi'de gecen sene tanik oldugum etap zamana karsi oldugundan her 2 dakikada bir önümüzden bir yarismacinin gecmesi uzun süren bir heyecan yasatmisti. bir de bugünkü gibi etaplarda tüm grubun 2-3 dakika icinde gectigi bir kücük köy icin ne kadar önemli olsa gerek.
O kameralara yol kenari alkis tutan insanlarin diger zamanlarda yolun hemen kenarinda cesitli mezelerle ve peynirle sarap ictigini, walkman-el radyosu veya kücük tvlerden yarisi takip ettiklerini, barlari doldurduklarini tüm gün boyunca yarisa kitlendiklerini düsününce tümüyle bir festival havasinda gectigini belirtmek isterim. bazi bu isin tutkunlarinin ise karavanlarla bu heyecani (tv, sarap, yaris günü) her gün tatmaya kendilerini adadigini da gördüm.