En hosuma giden gene Ken Loach oldu. Bu adamin izledigim hemen hemen her filmi (yoo düsünüyorum da her filmi) 'sanat toplum icindir' anlayisinda. Bu filmde zaten proje bir amac oldugundan bu seferkinde sasilcak bir sey yok. Filmleri, göcmenler üzerinden dönen zaman zaman Irlandalilara uzanan bir ikinci sinifa atilmis insanlarin öyküsü.. Uyusturucu batagindaki genclerle olan bir tanesi daha geliyor aklima simdi. O zaman hayata 'tutunamamis' olanlarin filmleri diyelim - Oguz Atay'in da hayatinin sonlarina dogru toplumsal degerlere kaygilara yöneldigini düsününce bu kelimeyi kullanmaktan kacinmadim.
It's a Free World (göcmen kacak isciler), The Wind That Shakes The Barley (Irlandilali baskaldiranlar), Tickets (Roma yolcusu 3 Celtic formali ve Arnavut'tu sanirim bi mülteci), Fond Ae Kiss (bu bi göcmen ailenin özellikle gencin ask hayati cevresinde), 11 Eylül (malum ama o günün bir baska 11 Eylül Sali ile benzerligini sunan bi Sili'li göcmenin Amerika'ya mektubu*), Sweet Sixteen(uyusturucu), Kes (bu ilk ünü getiren film yanlisim yoksa, bi Ingiliz cocugun bir hikayesiydi (cok oldu unutmusum) sanirim) izleyebildigim Ken Loach filmleri.
* 11Eylül'ün Persembe (ki Saliymis 1973'teki de 2001'deki gibi) oldugunu iddia eden Nejat Yavasogullari'nin söz yazarligindaki Sili'ye Özgürlük sarkisinin melodisinin de John Lennon'in Well Well Well'inden calindigini da kisa film sonrasi Persembe olan 11 Eylül hatasi hakkinda dolanirken eksisözlük'teydi sanirim ögrendim.
No comments:
Post a Comment